İlk renkli tv kamerası 1951 yılında üretildi.Bu kamera o kadar kördü ki çekim için binlerce watt ışık gerekli idi.O günden bu güne kadar teknoloji ile bağlantılı olarak kameralarda büyük ilerlemeler gösterdi.Kamerada renkleri tek tek oluşturmak ve göndermek çok külfetli olacağından,tüm renkleri belli oranlarda karıştırılmalarıyla oluşturabilecek üç ana renk seçilmiştir(RGB).İlk bölümde genişce anlatıldığı gibi buna Toplamalı Renk Karışımı adı verilir.Bu aşamada neden her üç rengin de eşit oranlarda karıştırılmadığı sorusu akla gelebilir.Bunun cevabı,insan gözünün bu üç ana rengi olan tepkisinin farklı olmasıdır.
İnsan gözü yeşile karşı kırmızıya olduğundan,kırmızıya da maviye olduğundan daha hassastır.“Geçen yüzyılda Newton,Huggens,Maxwell bu konuda araştırma ve deneyler yapmış ve bir çok renklerin en az üç temel rengi karıştırarak elde edilebileceğini göstermiştir.Bu renklerin spektrumda birbirinden olduğu kadar uzak olması ve iki tanesinin karıştırılmasıyla üçüncü rengin elde edilmemesi gerekir.Bu şartları yerine getiren üç temel renk Kırmızı,Yeşil ve Mavi olarak seçilmiştir.
Kamera CCD’lerini renklere karşı hassas bir hale getirmek için,her bir CCD’nin önüne bir ana rengi geçirip diger iki ana rengi geçirmeyen prizmalar konmakta,böylece CCD sadece tek bir ana renge duyarlı hale gelmektedir.Dolayısıyla her bir kamera çıkışındaki elektriksel sinyalin şiddeti,sahnede ki ilgili rengin ışık miktarı ile orantı olmaktadır. Böylece üç ayrı CCD ve önlerindeki prizmalar,bir renkli video kameranın esasını oluşturmaktadır.Prizmalar sayesinde üç ana rengin ayrımında %96’lık bir doğallığı ulaşılabilmiştir.
Geriye kalan %4’lük bir kısım ise kamera içerisinde elektronik devreler sayesinde sağlanır.Prizmalı renk ayrımında,Mavi(B)ve Kırmızı(R)iki defa yansır.Yeşil(G)ise bir defa yansır.Yeşil bir defa yansıdığı için yeşildeki netlik diğer renklerden daha fazladır.Yukardaki resimde CCD ve prizma bloğunun yapısını görebilirsiniz.
Post A Comment:
0 comments:
Yorum Gönder